Kül topraklarına basarak doğdum ben.
Ayaklarımın geçmişi yanık közlere ulaşır
Bir basımlık canı olsa bedenimin
Ruhum nice arşı ala’ya ulaşır.
Geri dönme vakti de gelmişse bile topraklardan
Sözüm ona ’ne yaptım ki ben sana’
Bedel ödemesi gereken ne varsa
Yok oluş bırakacağım bedenen buralardan.
14 Kasım 2014 Cuma
3 Kasım 2014 Pazartesi
Gün gelir.
gün gelirde aynı çizgide durursak
dimdik, dimdik duracağız
o suratlarından salya ile pislik akan inzibatların karşısında.
Gün gelirde aynı çizgide bağırırsak
tek ağızdan bağıracağız
kulaklarını delip geçene kadar burjuvazinin.
Gün gelirde aynı çizgide atarsak molotofu
gözlerimiz açık izleyeceğiz
yanan devrim ateşini.
Gün gelirde aynı çizgide yerle bir edersek tankları
elele koşacağız
geniş mi geniş yollarda
gün gelirde aynı çizgide yaşarsak
içimizde büyük bir coşku ile
coşku ile kutlayacağız
Devrimin zaferini.
dimdik, dimdik duracağız
o suratlarından salya ile pislik akan inzibatların karşısında.
tek ağızdan bağıracağız
kulaklarını delip geçene kadar burjuvazinin.
gözlerimiz açık izleyeceğiz
yanan devrim ateşini.
elele koşacağız
geniş mi geniş yollarda
içimizde büyük bir coşku ile
coşku ile kutlayacağız
Devrimin zaferini.
20 Ekim 2014 Pazartesi
Kıraathaneler de eskidi
Buluştular köy çeşmesinde. Birisi daha atik daha enerjik, birisi daha yorgun.. Geleceğini düşünen iki yaşlı adamlardı. Yaklaşık yaşları gelmişti yetmişlere.
"Gidelim" dediler.
"Nereye" diye sordu enerjik olan. Şaşırmıştı, her zamanki kıraathane ne güne duruyordu. Her zaman kahve yudumladıkları.. sohbet ettikleri...
"Harmanlığa" diye cevap verdi yorgun yaşlı elleri buruş buruş olmuş adam.
Cevap vermedi bizimki, güvenirdi dostuna hiç sormazdı neden diye. Gittiler.
Bir kahve yaptırdı karısına yorgun adam. İkisi de sade. Sade olmasının sebebi sadece sade kahve içmek olmuştu.İçtiler, birer sigara sardı bizim enerjik. Filtresiz. Sadece tütün içmek isterlerdi. Biliyorlardı çünkü. tütün böyle içilir abiler! Bir güzel yudumladıktan sonra hiç yapmadığı bir şeyi yaptı bizim yorgun. Fal kapattı.. Bunu yaptığında kendisi bile acımıştı kendisine. Hiç inanmazdı çünkü. Uzattı dostuna, ters çevrilmiş fincan ile tabağını. Gülümseyen yüzler ile karşıladı fincanı.
Patavatsız, ağzına geleni söyler, kambur oturur doğru konuşurdu bizimki.
- Ne olacak ki bu saatten sonra?
+ Belki bir umut.
Kaldırdı fincanı yerinden. Baktı şöyle bir, incelemedi ve göz attı uzaktan.
-Yaşıyoruz.. Bir kahve daha içeceğiz meraklanma.
"Gidelim" dediler.
"Nereye" diye sordu enerjik olan. Şaşırmıştı, her zamanki kıraathane ne güne duruyordu. Her zaman kahve yudumladıkları.. sohbet ettikleri...
"Harmanlığa" diye cevap verdi yorgun yaşlı elleri buruş buruş olmuş adam.
Cevap vermedi bizimki, güvenirdi dostuna hiç sormazdı neden diye. Gittiler.
Bir kahve yaptırdı karısına yorgun adam. İkisi de sade. Sade olmasının sebebi sadece sade kahve içmek olmuştu.İçtiler, birer sigara sardı bizim enerjik. Filtresiz. Sadece tütün içmek isterlerdi. Biliyorlardı çünkü. tütün böyle içilir abiler! Bir güzel yudumladıktan sonra hiç yapmadığı bir şeyi yaptı bizim yorgun. Fal kapattı.. Bunu yaptığında kendisi bile acımıştı kendisine. Hiç inanmazdı çünkü. Uzattı dostuna, ters çevrilmiş fincan ile tabağını. Gülümseyen yüzler ile karşıladı fincanı.
Patavatsız, ağzına geleni söyler, kambur oturur doğru konuşurdu bizimki.
- Ne olacak ki bu saatten sonra?
+ Belki bir umut.
Kaldırdı fincanı yerinden. Baktı şöyle bir, incelemedi ve göz attı uzaktan.
-Yaşıyoruz.. Bir kahve daha içeceğiz meraklanma.
9 Temmuz 2014 Çarşamba
Notlar
Geçtiğimiz sokakta nice aşklar yaşandı
nice sevdalar tutuştu gönül çemberinde
Yağmur yağmasına karışan
göz damlaları bulundu foseptik çukurlarında
Hiç biri de senin benim beni terkettiğin gibi etmedi.
Bir şair bu kadar açık sözlü olmadı. Cemal Süreya bile.
nice sevdalar tutuştu gönül çemberinde
Yağmur yağmasına karışan
göz damlaları bulundu foseptik çukurlarında
Hiç biri de senin benim beni terkettiğin gibi etmedi.
Bir şair bu kadar açık sözlü olmadı. Cemal Süreya bile.
Yazamıyorsun belli.
Sıkılmışsın belli,
meyveler topluyorsun gökyüzünden
sinirden parmaklarındaki lifler düğümleniyor görüyorum.
Biraz az koymalısın yumuşatıcıyı yoksa sararır.
Kafanın karmaşıklığından yapıyorsun bunları biliyorum.
biraz fazla kullanmalısın deterjan yoksa sararır.
duygusal buhranlar yaşıyorsun, termoslarından çiçekler dökülüyor.
parmaklarına ket vuruluyor görüyorum.
tam kararında kullanmalısın elektirği yoksa sararır
geceleri uykusuz kalmak bir eğlenceden çok
bir işkence olmaya başladı farkındasın bunun.
(yazamıyorsun bununda farkındasın)
farkındasın birçokşeyin.
İmla hataları yapıyorsun bununda farkındasın.
Bir önceki cümleden gözlerini kaçırıyorsun.
Ve daha bir çok şeyin farkındasın.
Kaçmak istesen de peşinden gelir mi kestiremiyorsun, sessiz kalıyorsun elini uzatacağın bir eski pilağın bile yok. zaten herkeste bulunmaz.
Eh bununda farkındasın. Aslında bir çok değil çoğu şeyin farkındaasın.
İmla hatasını düzelttiğinin bile farkındasın.
Lakin hayat bir imla değil.
Tam kararında farkında olmalısın hayatın yoksa için kararır.
meyveler topluyorsun gökyüzünden
sinirden parmaklarındaki lifler düğümleniyor görüyorum.
Biraz az koymalısın yumuşatıcıyı yoksa sararır.
Kafanın karmaşıklığından yapıyorsun bunları biliyorum.
biraz fazla kullanmalısın deterjan yoksa sararır.
duygusal buhranlar yaşıyorsun, termoslarından çiçekler dökülüyor.
parmaklarına ket vuruluyor görüyorum.
tam kararında kullanmalısın elektirği yoksa sararır
geceleri uykusuz kalmak bir eğlenceden çok
bir işkence olmaya başladı farkındasın bunun.
(yazamıyorsun bununda farkındasın)
farkındasın birçokşeyin.
İmla hataları yapıyorsun bununda farkındasın.
Bir önceki cümleden gözlerini kaçırıyorsun.
Ve daha bir çok şeyin farkındasın.
Kaçmak istesen de peşinden gelir mi kestiremiyorsun, sessiz kalıyorsun elini uzatacağın bir eski pilağın bile yok. zaten herkeste bulunmaz.
Eh bununda farkındasın. Aslında bir çok değil çoğu şeyin farkındaasın.
İmla hatasını düzelttiğinin bile farkındasın.
Lakin hayat bir imla değil.
Tam kararında farkında olmalısın hayatın yoksa için kararır.
25 Haziran 2014 Çarşamba
5 Haziran 2014 Perşembe
Kır çiçekleri.
Şişe dibinde kalmış su damlası kadar yalnız değilim
Fakir görmüyorum kendimi o kadar
Dilim paslanmış olsa da
küçümsemem ulan fakirliği.
Yeni bir biçim gerekli
yeni bir fikir
her ne kadar yeni olsada
fakir olabilir bu fikir.
Terk eylemek güzel eylem
kaçış olmamalı yaban otlarından
terk eylemen gerekli kır çiçekleri
başka kır çiçeklerine değiştirebilirim kendimi
bir de kedim var.
umrum da mı bırakır giderim herkesi
kaçış olmamalı yaban otlarından.
çok yaşıyor çok yaşadım aynı sahneyi
sahi sahne vardı bir ara.
neyse..
kalbim sıkıştı.
terk eylemem kır çiçekleri
Nerede büyükse bir kavga
diyorum ya;
Kaçış olmamalı yaban otlarından
Terk eylemem kır çiçekleri.
Fakir görmüyorum kendimi o kadar
Dilim paslanmış olsa da
küçümsemem ulan fakirliği.
Yeni bir biçim gerekli
yeni bir fikir
her ne kadar yeni olsada
fakir olabilir bu fikir.
Terk eylemek güzel eylem
kaçış olmamalı yaban otlarından
terk eylemen gerekli kır çiçekleri
başka kır çiçeklerine değiştirebilirim kendimi
bir de kedim var.
umrum da mı bırakır giderim herkesi
kaçış olmamalı yaban otlarından.
çok yaşıyor çok yaşadım aynı sahneyi
sahi sahne vardı bir ara.
neyse..
kalbim sıkıştı.
terk eylemem kır çiçekleri
Nerede büyükse bir kavga
diyorum ya;
Kaçış olmamalı yaban otlarından
Terk eylemem kır çiçekleri.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)